Hipnoz nedir sorusu yani hipnozun tanımı söz konusu olduğunda verilen cevapların bolluğu kafa karıştırıcı boyutlara ulaşmaktadır. Ortalıkta bu kadar çok tanım ve açıklama varken hangi tanım bizi tatmin edebilir ki? Hipnoz hakkında yapılan yayınlar genellikle tanımların ortak yönlerine değinerek tek bir tanım geliştirmeye çalışmışlardır. Hipnoz nedir sorusuna cevap vermeye çalışan neredeyse tüm uzmanlar günümüzde hipnozun ne olmadığını anlatarak söze başlamaktadır. Nedeni ise ne yazık ki sosyal medya vb. mecralarda hipnozla ilgili ipe sapa gelmez dezenformasyonlardır. Bu konuya da değinmekte fayda gördüğüm için yazımın ilerleyen bölümlerinde sosyal medyada hipnoz alt başlığıyla sizlerle düşüncelerimi paylaşacağım.
Hipnoz Nedir?
Klasik bir şekilde başlayacak olursak ‘hypnose’ kelimesi ilk defa İngiliz doktor James Braid tarafından kullanılmıştır. Kavram, Yunan mitolojisinde uyku tanrısı anlamına gelmektedir. Hipnoz, hipnotist olarak adlandırılan kişinin; algı, hafıza ve hareketlerde değişimler gerektiren hayali (imgesel, imajinatif) deneyimler yaşatmak için süje (denek) olarak adlandırılan diğer bir kişiye telkinler verdiği bir süreçtir. Kuşkusuz hipnoz, bu anlamda bir indüksiyon prosedürü ile başlayan, süje hipnotize edilirken ilham kaynağı olan her çeşit telkinle devam eden, hipnozun bitimi ve belki devamında post-hipnotik telkinler içeren, kapsamlı bir süreçtir.[1]
Hipnoz nedir? sorusunun cevabı basitçe, bir telkinin kabul edilmesidir. Yüksek bir konsantrasyon ve odaklanmış dikkatin eşlik ettiği bir bilinç durumudur. Telkini kabul etmek demek, bir şekilde telkini alan kişinin, o telkine yönelik davranışlar ya da hisler geliştirmesidir.[2] Hipnoz, insanların sahip olduğu bazı normal yetilerin ön plana çıkarıldığı, diğerlerininse arka planda kaldığı özel bir bilinç durumudur. Günümüzde hipnozun en iyi tanımının ‘farklı bir bilinç durumu’ olduğu konusunda görüş birliğine varılmıştır. Farklı bilinç durumuna geçen bir insanın dış dünyayı algılama şekli ve kurduğu etkileşim, uyanık halinden farklıdır. Kişi içsel deneyimlerine daha derin bir seviyede odaklanır. Dikkat, farklı bilinç durumlarının elde edilmesinde etkili olan en önemli ögelerden biridir.[3]
Bu tanımların dışında hipnozun pek çok farklı tanımı mevcuttur. Tanımların ortak yönü ise genellikle hipnozun farklı bir bilinç durumu olmasına atıf yapmaktadır. Farklı bilinç durumu esnasında imgeler, düşünceler, anılar, duygular ve beden duyumları’nın ortaya çıkması söz konusudur. Bilinenin aksine hipnoz esnasında bilinç kaybolmuyor, sadece farklılaşıyor. Ayrıca hipnoz esnasında düşünce de ikincil süreçlerden birincil süreçlere evrilmektedir. Tanımlarda dikkatinize sunmak istediğim bir başka yön ise normal yetilerin ön plana çıkması halidir. Buradan da anlaşılacağı gibi hipnoz hiç de öyle uçuk kaçık ve doğa üstü olayların cereyan ettiği bir durum değildir.
Hipnoterapi Nedir?
Genellikle hipnoz ve hipnoterapi kavramları hatalı olarak birbirlerinin yerine kullanılır. Kısaca ikisi arasındaki farka da değinelim. Hipnoz, bölüm başında da belirtildiği gibi farklı bir bilinç durumuna geçiştir. Hipnoterapi ise bu farklı bilinç durumu esnasında yani hipnotik trans altında bir terapinin uygulanmasıdır. Bunu Brown ve Fromm şu şekilde ifade etmektedir;
Dinamik terapi çeşitleriyle yani psikanalitik yöntemlerle birlikte kullanıldığında, dinamik hipnoterapi ya da hipnoanaliz adını alır; diğer terapilerle birlikte kullanıldığındaysa hipnoterapi olarak tanımlanır.[4]
Hipnoz ve Beyin
Bir zamanlar Avusturya’da Hans Berger isimli bir hekim enteresan bir olay yaşamış ve bu olay üzerine kariyerini nöroloji alanında devam ettirmeye karar vermiştir. Bu meraklı bilim adamı çalışmalarının neticesinde beynin farklı dalga boylarında frekanslarının olduğunu keşfetmiştir. Kendisinden sonra daha da geliştirilecek olan bu dalga boylarından kısaca sizlere bahsetmek istiyorum.
- Beta: Tamamen uyanık ve konsantre olduğumuz bir bilinç durumudur.
- Alfa: Hafif uykulu olduğumuz zaman beynimiz alfa dalgasına geçer. Aynı zamanda bu durum hafif hipnotik trans durumudur.
- Teta: Tam uykuya dalmak üzereyken beynimiz teta dalgasına geçer. Derin hipnozda beynimiz teta dalgasına geçer.
- Delta: Uyku halidir ve hipnozla hiçbir alakası yoktur.
Ayrıca aşırı konsantre olduğumuz durumlarda da gama dalgasından bahsedebiliriz. Sanırım hipnozla amatör veya profesyonel olarak ilgilenen pek çok kişi teta kelimesini duymuştur. Özellikle alandan olmayan ve konuya bilimsel değil de filimsel bakan bir güruh tarafından teta bilmem ne denilip birtakım zırvalara hipnoz perspektifinden kılıf bulma saçmalığıyla karşılaşabiliyoruz. Bir de dikkat ederseniz delta dalgası tamamen uyku halidir ve hipnozla alakası yoktur. Buradan da anlaşılacağı üzere hipnoz, uyku değildir.
Sosyal Medyada Hipnoz Nedir?
Her önüne gelenin elini atıp hoyratça kurcaladığı hipnoz, sosyal medyada kavramların en yollusu haline getirilmiştir. Onda mucize görmek isteyene mucize, bilim görmek isteyene bilim, büyü görmek isteyene büyü sunarak haysiyetsizce bir hayata mahkûm edilmiştir. Hipnoz ile ilgili okuduğunuz ya da izlediğiniz herhangi bir yayında belki de ilk dikkat etmeniz gereken şey uygulayıcının kendisidir. Hipnozu yere göğe sığdıramayan pek çok kişinin aslında hipnozu değil de kendini övdüğünü anlamak için ciddi bir gözlem yapmaya gerek yoktur. Gel vatandaş hipnozcu geldii, diye yırtınan tipler hipnozun tüm dertlere deva olduğu temalı konuşmaları yaparak halk sağlığıyla oynamakla kalmıyor aynı zamanda sahtekarlık da yapıyorlar.
Ne hazindir ki hipnozun etik standartlarına sıkı sıkıya bağlı kalan profesyoneller de mevzuatın getirdiği zorluklarla mücadele etmektedirler. Kurulacak hipnoz ünitesinin yönetmeliklere uygun bir hale getirilmesi deveye hendek atlatmak kadar zorlaşmaktadır.
İki Uçlu Hipnoz
Hipnoz ve hipnoterapi alanında ülkemizde son yıllarda yapılan çalışmalar yüz güldürmektedir. Alana emek veren ustalar hem eğitimlerle hem de kongrelerle meslektaşların müktesebatlarını zenginleştirmektedir. Bilimsel ve etik standartlara gösterilen saygılı tutum ise bir başka güzel gelişmedir. Fakat bir de hipnozun merdiven altında icra edilen, çeşitli şovlara meze yapılan yönü var. Alandan olmayan ve sağdan soldan edindiği derme çatma bilgilerle insanlara umut satan kişiler hipnoza en büyük zararı vermektedir. Bilimsel kaygılarla değil de ticari kaygılarla gerçekleştirilen çeşitli faaliyetlerde bulunanlara ise yasal olarak herhangi bir müeyyide uygulanmamaktadır. Minareyi çalan kılıfı hazırladığı için hipnoz ya da hipnoterapi yerine farklı isimlendirmelerle çalı dolaşılmaktadır.
Meselenin bu boyutu etik standartlara uyan pek çok meslektaşım gibi beni de fazlasıyla dertlendirmektedir. Dert söyletir derler. Fakat bizler söylenmek yerine çalışmalarımızın kalitesini artırmanın peşine düşmeliyiz. Aksi halde hipnoz konusunda var olan hataları ve sahtekarlıkları ifşa etme telaşı enerjimizi tüketecektir. Bir başka üzücü durum ise insanların bilinmeyene ve mistisizme olan merakıdır. Hipnozun bilimsel doğası insanlara hiç de merak uyandırıcı gelmiyor. Bu işe biraz mistisizm ve doğa üstü haller ekleyince rağbet artıyor. Bu konu çok su götürür. Konuyla ilgili hipnoz tarihi isimli yazımda detaylara ulaşabilirsiniz. O yüzden şimdilik bu kadarla yetinelim.
10 Soruda Hipnoz
-
Hipnoz Kaç Seans Sürer?
Hipnoz, hipnoterapi ve diğer tüm terapi türleri için de geçerli olan şey; seans sayısı vermek doğru değildir. Seans sayısı vermek zımnen garanti vermek anlamına gelecektir ki bu doğru değildir.
-
Hipnoz Kaç Dakika Sürer?
Hipnoz veya hipnoterapi seansları da tıpkı diğer seans süreleri gibidir. Ortalama bir seans süresi 45-60 dakika arasındadır.
-
Hipnoz – Hipnoterapi Tehlikeli midir?
Hipnoz ve hipnoterapi alanında eğitimli olan profesyoneller ile çalışırsanız elbette ki hipnoz tehlikeli değildir. Fakat her meslek veya disiplinde olduğu gibi alanında uzman olmayan ve tuhaf tiplerle çalışırsanız tehlikeli olabilir. Dolayısıyla hipnozu faydalı veya zararlı yapan şey uygulayıcının ehliyetidir. Unutmayın ki her telkin, kişinin ruhsal dengesine yapılmış bir müdahaledir. Dolayısıyla ne yaptığını bilen bir profesyonel ile çalışmak mecburiyetindesiniz.
-
Hipnoterapi Riskli midir?
Hipnoterapi de tıpkı diğer terapiler gibi bireyin acılarına dokunmanın yollarından biridir. Bu nedenle zaman zaman danışanlar hipnoterapi seansından sonra kendilerini yorgun ve bitkin hissedebilir, nahoş duygular deneyimleyebilirler. Bu durumu risk olarak değerlendirmek doğru değildir. Bu tür durumlar hipnoterapinin doğasında olan durumlardır.
-
Hipnoz Esnasında Kontrolümü Kaybedecek miyim?
Hipnoz esnasında kontrolünüzü kaybetmezsiniz. Gevşemenin verdiği rahatlık kimi bireylerde kontrolü kaybediyormuş gibi bir korkuyu tetiklese de böyle bir durum söz konusu değildir.
-
Habersizce Hipnoz Edilebilir miyim?
Hipnozun en genel anlamıyla tanımı; bir telkinin eleştirilmeden kabul edilmesidir. Bu tanım bağlamında hepimiz gün içerisinde habersizce hipnoz edilebilmekte hatta başkalarını da hipnoz edebilmekteyiz. Söz konusu olan, seansta bir hipnoterapist tarafından oluşturulan hipnotik trans ise bu durumun habersizce yapılması söz konusu değildir. Her halükârda seansta hipnoz çalışacağını belirten uzman, uygulayacağı hipnoterapiyle ilgili yeterli seviyede bilgilendirmeyi danışanına yapacaktır.
-
Hipnozdan Çıkamazsam Ne Olur?
Hipnozdan çıkamamak diye bir şey yoktur. Tarihte böyle bir durum hiç söz konusu olmamıştır. Yine de merakınızı daha tatmin edici bir şekilde gidermek için bir örnekle açıklamaya çalışayım. Diyelim ki derin hipnoza (ne demekse artık) girdiniz ve o esnada hipnoterapist sizi bırakıp gitti. Bu durumda hipnozdan derin uyku haline geçiş yapar ve daha sonra uyanırsınız. Hepsi bu kadar.
-
Kendi Kendimi Hipnoz Edebilir miyim?
Bir telkini kendinize kabul ettirebiliyorsanız kendi kendinize hipnoz yapıyorsunuz demektir. Fakat hipnoterapi kastediliyorsa bu, o kadar kolay bir şey değildir. Yine dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz. Hipnoz denildiğinde trans durumu algılandığı için bu tür sorular da doğal olarak sorulmaktadır.
-
Çocuklarda Hipnoz Uygulanabilir mi?
Elbette ki çocuklara hipnoz uygulanabilir. Hipnoz yetkin bir uzmanın uygulaması şartıyla çocuklara da uygulanabilir. Hatta çocuklarda daha endikedir.
-
Tek Seansta Tüm Sorunlarımdan Kurtulabilir miyim?
Tek seansta tüm sorunlardan kurtulmak söz konusu değildir. Böyle bir şey yaptığını iddia eden varsa onun yaptığı hipnoz değil büyüdür. Seans sayısı vermek bile çok isabetli olmaz.
Hipnoz Nedir? Ne Değildir?
- Her önüne gelenin bilip bilmeden uygulayabileceği bir şey değildir. Trans ve hipnoz arasındaki farkı bilmeyenlere trans oluşturan durumlar hipnoz diye satılıyor.
- Hipnoz, uygulayıcının büyüklenmeci kendiliğini şişirme aparatı değildir. Aha da bakın ben nasıl da hipnoz yapıyorum, size de bir hipnoz yaptım mı her bir şeyi çözerim edasıyla ve paçozluğuyla yapılan bir omnipotans mastürbasyonu değildir.
- Hipnozu kötü emellere alet etmenin en ahlaksızca yöntemlerinden birisi de ortak değerler sosuyla sunum yapılmasıdır. Dini, tarihi, kültürel figürler hipnotik atölye çalışmalarıyla karıştırılarak ortaya çok güzel bir ekonomik meta çıkıyor.
- Hipnoz, büyüsel, mistik, ezoterik bir süreç değildir.
- Hipnoz sihir değil bilimdir. Farklı bilinç durumuna her insan gün içinde girer ve çıkar. Hipnotik durumlar öteden beri yaşayageldiğimiz durumlardır. Sadece seansta bir hipnotist tarafından yapılmamaktadır. Bu bağlamda kabul ettiğimiz her telkin hipnozdur diyebiliriz.
- Büyük umutlar vaat eden hiçbir eğitimden bir halt olmaz. Hayatınız şöyle değişecek, şöyle uçup böyle kaçacaksınız vaatleri şampuan reklamlarından farksızdır. Bir şey her şeye iyi gelmez.
Bitirirken!
Hipnoz nedir ve ne değildir sorusuna bu yazımda sizlerle birlikte cevap aramaya çalıştım. Hipnozun bilimselliğini, üzerine basa basa vurgulamaya çalışırken değerli meslektaşlarıma da naçizane bir uyarıda bulunmak isterim. Hipnozun ne olduğu konusunda siz kıymetli meslektaşlarımın zihninde sağlıklı bir konsept olmak zorundadır. Hipnozu sanki çok büyük bir güç’müş gibi algıladığınızda bu işin sonu hayal kırıklığı olabilmektedir. Ne yazık ki bu durum da meslektaşları hipnozdan uzaklaştırabilmektedir. Beklenti büyük olunca hayal kırıklığı da büyük oluyor. Bu bağlamda ben hipnozu kişinin omnipotent seviyesini ortaya çıkaran bir turnusol kağıdına benzetmekteyim. Barabasz ve Watkins de bu durumu şöyle değerlendirmektedir;
Başka insanları kontrol etmek ve kendine itibar oluşturmak için kullanabileceği tanrısal güçler kazandığını düşünen bazı öğrencilerin başlangıçta yaşadıklarını, klinik hipnoterapi öğretmenleri kaygıyla izler.[5]
Yazımı bitirirken Martin Orne tarafından kaleme alınan çok güzel bir cümleyi sizlerle paylaşmak istiyorum;
Hiçbir kimse, hipnoz kullanmadan tedavi etmeyi başaramayacağı bir durumu, hipnozla da tedavi edemez.[6]
Yazımla ilgili her türlü görüş, öneri ve eleştirinizi benimle paylaşmanızdan mutluluk duyarım. Selamlar.
Hakan TOKGÖZ – Konya
Tel: 0551 111 6504
E-Posta: pskhakantokgoz@gmail.com
Yararlanılan Kaynaklar:
[1] Nash, Michael R., Barnier, Amanda J., Hipnoz , Kuram / Araştırma / Uygulama, Birinci baskı, 2. Cilt., Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, İstanbul, 2015
[2] Uran, Bülent, Hipnozun Kitabı, Üçüncü baskı, Pusula Yayınevi, Ankara, 2014
[3] Brown, Daniel, P., Fromm, Erika, Hipnoterapi ve Hipnoanaliz, Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, İstanbul, 2015
[4] Brown, Daniel, P., Fromm, Erika, Hipnoterapi ve Hipnoanaliz, Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, İstanbul, 2015
[5] Barabasz, A., Watkins, J. G., Hipnozla Tedavi Yöntemleri, Birinci baskı, Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, İstanbul, 2017
[6] Nash, Michael R., Barnier, Amanda J., Hipnoz , Kuram / Araştırma / Uygulama, Birinci baskı, 1. Cilt., Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları, İstanbul, 2015
[7] https://my.clevelandclinic.org/
No Responses